Güzel dünyamızda şüphesiz her ülkenin kendine has güzellikleri var. Yemeklerinden dansına rengarenk kültürler sunan ülkelerden sizler için en iyi on tanesini seçtik ve detaylı bir şekilde açıkladık. Aklımız hem bu ülkelerde hem de diğerlerinde kaldı ama seçerken de içimiz kıpır kıpır oldu yalan yok!
Hırvatistan

Ünlü İngiliz şair Lord Byron tarafından “Adriyatik’in İncisi” olarak nitelendirilen Hırvatistan’ın en çok bilinen şehirleri başkent Zagreb ve dünyada en iyi korunmuş Orta Çağ kenti olan Dubrovnik.
Balkanlar ve Orta Avrupa arasında mükemmel bir konuma sahip olan bu güzel ülke mücevherimsi suları, kireçtaşı mağaraları, dalgalı alanları ve beyaz çakıl taşlı plajlarıyla her yıl yüz binlerce turistin akınına uğruyor.
Hırvatistan’ın en ünlü suları mavi yeşil renk spektrumunu kaplayan şelale, mağara ve 16 teraslı sistemiyle Plitvice Gölleri Milli Parkı’nın iç kısımlarında bulunuyor.
Berrak sularla çevrili 1000’den fazla adaya sahip olması Adriyatik Denizi kıyısının dünyada eşi benzeri olmadığının işareti!
Özellikle haziran ve ekim aylarında danstan filme, operadan klasik müziğe birçok festivalin gerçekleştiği Hırvatistan’a gitmeden önce etkinlik takvimine bir bakın deriz!
Endonezya

Dünyanın en güzel ülkeleri arasında sayılan Endonezya’nın yağmur ormanlarına, iç volkanlarına ve doğaya miras bıraktığı adalarına baktığımız zaman neden isminden bu kadar sık bahsettirdiğini anlıyoruz.
Raja Ampat Adaları’nın gizli lagünleri ve beyaz kumlu plajları, ejderhasıyla bilinen Komodo, Doğu Java’nın Bromo Tengger Semeru Doğal Parkı’nın en iyi bilinen volkanı olan Bromo Tepesi ve belki de en en en önemlisi Kutsal Maymun Ormanı Koruma Alanı ve teraslı pirinç tarlalarının bulunduğu Ubud’un olduğu, hepimizin “ölmeden önce yapılacaklar listesi”nde kesinlikle bulundurduğu doğa harikası Bali!
7.508 adadan oluşmasıyla dünyanın en büyük takımada devleti olan Endonezya aynı zamanda el değmemiş doğa alanlarıyla da dünya üzerindeki en büyük ikinci biyoçeşitliliğe sahip olan ülkedir.
Sumatra Adası’ndaki Kampar, Musi, Rokar ve Hari, İrian Barat bölgesindeki Mamberamo Irmağı, Bornea Adası’ndaki Kayan, Barito, Mahakam ve Kapuas ırmakları ülkenin en değerli akarsuları arasında yer alıyor.
Gidildiğinde görülmesi gereken ilk üç yer Jakarta, Bali ve Sumatra olan Endonezya’daki zaman dilimlerinin farklı olduğunu sakın unutmayın!
Jakarta Türkiye’den 4 saat ilerideyken Bali 5 saat, Jayapura ise 6 saat ileride.
İtalya

Dünya üzerinde kültür, sanat ve tarih üçlüsü söylendiği zaman akıllara ilk gelen ülke şüphesiz İtalya! Bu üçlüyü mimarisine de yansıtmış ülkede her şey sanat eseri olur mu? Oluyormuş!
Küçük kasabalarından büyük şehirlerine havada bile kokusu alınabiliyor. Kendine ait karakteristik stilleri ve yaşam biçimleriyle İtalya’nın her bir bölgesi kendi İtalyan dil, yemek, kültür ve manzarasına sahip.
Toskana’nın kıvrımlı yolları, kaya tırmanışından kayağa birçok sporun rahatça yapılabildiği San Pellegrino Geçidi, kendine has kurallarıyla Vatikan, dillere destan güzelliğiyle Portofino, Da Vinci’nin ayak izlerini takip edebileceğiniz Floransa, “Kızıl Şehir” Bologna, liman kenti Cenova, zengin mimarisiyle Milano, doğal güzellikleriyle Cinque Terre, UNESCO referanslı Pompei Antik Kenti… Evet bu ülkede Roma ve Venedik’ten çok daha fazlası var!
Arjantin

Egzotik yaban hayatı, muhteşem yemekleri, göz banyosu yaptıran manzaraları, capcanlı kültürü… İşte karşınızda Arjantin!
Yemyeşil ormanlarla kaplı Iguazu Nehri’ni ve nehir üzerinde yer alan sıralı şelaleler dünyanın en güzel doğal harikalarından biri.
Renkli Avrupa mimarisini yansıtan eğlenceli insanlarının bulunduğu gece hayatı, gurme mutfağı ve tangonun anavatanı Buenos Aires, dağcılık için ideal Glaciers Doğal Parkı (Los Glaciares), tarihi sarayları, anıtları ve kiliseleriyle Cizvit Bloğu’nun olduğu Cordoba, ülkenin en büyük sahil şehri olan Mal der Plata sizi bekleyen sadece birkaç yeri!
Bir uyarımız olsun; normalde Arjantin ziyaretçilerini herhangi bir sağlık sorunu beklemiyor ancak bazı kesimleri için aşı yapılması gerekebiliyor, örneğin Kuzey ormanlarını gezmek istiyorsanız sarıhumma aşısını yaptırmanız öneriliyor.
Vücudunuz alışık olmadığı için Arjantin kültürüne has yiyecekler bünyenizde yüksek ateş ve ishal belirtileri gösterebilir.
Buna bir artı ekleyelim, Arjantin’de hastaneler ücretsiz hizmet veriyor ve ne tedavisi olursa olsun ücret asla alınmıyor. Acil bir durum olur da gitmeniz gerekirse adetten küçük bir destek olmanız yeterli.
Fas

Afrika ile ilgili bildiğiniz her şeyi unutun! Çünkü listemizin 5. sırasındaki ülkemiz Afrika’dan apayrı anılacak kadar büyük bir özgünlüğe sahip. Evet yanlış okumadınız, Fas!
Tarihsel anıtları, eski yapıları ve dar sokaklarıyla en çok turist akınını sağlayan başkent Rabat dışında ülkenin en büyük şehri olan Kazablanka ise zaten Casablanca filminden duyduğumuz liman kenti.
Bir diğer şehir olan “Kırmızı Şehir” Marakeş ise ticaretiyle ünlü olduğu kadar turizmiyle de oldukça biliniyor.
Marakeş eski şehir Medina ve yeni şehir Gueliz olarak ikiye ayrılmış, UNESCO’nun koruma altına aldığı ilk meydan olan Jemaa El Fnaa Meydanı’nın bulunduğu Medina daha çok pazarlarla ve tarihi yapılarıyla doluyken Gueliz uluslararası markaların mağazaları, yeme içme mekanları ve otellerini barındıran ve yeni binalarıyla daha modern bir hava sunuyor.
Fas’a giderseniz ilk adresiniz seyyar mutfakların ve sebze-meyve suyu satıcılarının, falcıların ve kına yakan kadınların, yılan-maymun oynatıcılarının ve geleneksel kıyafetli dansçıların olduğu adeta bir panayır Jemaa El Fnaa (Sonsuzluk Meydanı) Meydanı’na gitmeli, Fas kültürünü birebir tecrübe etmelisiniz. Majorelle Bahçeleri’ni de görmeden dönmeyin tabi ki.
“Neden Fas, diğer Afrika ülkelerinden ayrılıyor?” derseniz de şöyle cevaplayabiliriz, Avrupa’ya daha yakın olduğu için siyasi, ekonomik ve kültürel açıdan diğer Afrika ülkelerine göre daha farklı bir ülke Fas, bahçeleri ve çeşmelerinde Endülüs, bina mimarisinde Fransız ve camilerinde İslam etkileri bariz görülüyor.
Slovenya

Müzeleri, galerileri, arkeolojik alanları, anıtları, mezarlıkları ve kütüphaneleri ile UNESCO’nun utanmasa koca ülkeyi koruma altına alacağı Slovenya listemizde 6. sırada.
Deminki cümleyi söylerken ciddiydik, şayet Slovenya’daki pek çok yer UNESCO tarafından ya koruma altına alınmış ya da aday konumunda.
Barok ve Roma mimarisinin yoğun etkisi altında kalan şehirlerinde ve kasabalarında görülen zengin mimarisiyle saraylar, kaleler, malikaneler ve açık hava müzeleri gidildiğinde kesinlikle görülmesi gereken yerler arasında.
Dağ bisikleti, rafting, doğa yürüyüşü ve kayak için harika olan Julian Alp dağları, nehirleri ve Kamnik-Savinja Alpleri, doğal köprüleri ve pencereleriyle Skocjan Mağaraları, Karstik kireçtaşı yaylası, Partizan Hastane Franja, Bohinj’in tepeleri, Almaden ve İdrija gidilmesi gereken yerlerden sadece birkaçı.
Bled Gölü’nün nefes kesen zümrüt yeşili sularını görebilir, şirin mi şirin başkenti Ljubliana’yı sadece 1 saatte baştan başa yürüyerek gezebilirsiniz.
Dipnot olarak söylemeden geçemeyeceğiz, ülkenin yarısından fazlasını kaplayan ormanlar için “zeytin yeşili, elma yeşili, neon yeşili, koyu yeşil, haki yeşili, nane yeşili ve deniz yeşili” olmak üzere birçok ton görüldüğünü iddia ediyorlar, yani Slovenya’da sizi yeşilin en az 20 tonu bekliyor, bizden söylemesi!
Filipinler

Geldik fotoğraflarına bakarken aşık olduğumuz, kendine hayran bırakan irili ufaklı 7.641 adacığıyla Filipinler’e…
Hiçbir kara bağlantısı olmayan bu ülkeye en yakın olabilecek ülkeler Endonezya, Çin, Malezya, Tayvan ve Vietnam’dır.
Pasifik Deprem Kuşağı’nda yer aldığı için sık sık deprem ve şiddetli tropik fırtınaların meydana geldiği Filipinler’de aktif yanardağlar da bulunuyor.
Doğal afetlere açık olduğu kadar eşsiz doğasıyla ziyaretçilerini büyüleyen ülkede Palawan’daki Puerto-Princesa Yeraltı Nehri Milli Parkı görmeniz gereken ilk yer!
Palawan kadar popüler olan Boracay da en çok merak edilen yerler arasında, bu ikisine Bohol Adası’nın Çikolata Tepeleri, Banaue Pirinç Terasları ve Pirinç Terasları (Rice Terraces) da eklendiğinde gezilmesi gereken ana yerler tamamlanmış oluyor.
Yunanistan

Mitolojik açıdan popüler oluşuyla bizim de hayran olduğumuz yapılara sahip komşumuz Yunanistan da listemizde yer alıyor. Sanıyoruz ki listemizde bahsettiğimiz ülkelerden en kolay ulaşım sağlayabileceğimiz ülke Yunanistan!
Hava yolu dışında deniz yoluyla veya kara yoluyla da gidebileceğiniz Yunanistan’da sizleri neler mi bekliyor? Hemen sıralayalım.
“Yüksek Şehir” anlamındaki Akropolis’in ve en önemli yapısı Parthenon Tapınağı’nın bulunduğu, ismini Tanrıça Athena’dan alan başkent Atina,
Siyah ve kızıl volkanik kumsallarıyla ve Akrotiri antik şehriyle Santorini,
Gün batımında kazandığı ayrı bir güzellik ile dar sokakları ve rengarenk evleriyle yazın en çok turist çeken adası Mykonos,
Eski ve yeni olmak üzere ikiye ayrılan ve eski şehrin UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer aldığı Rodos,
Bodrum ve Turgutreis’ten feribotla ulaşılabilen Hipokrat’ın memleketi Kos,
Yunan mimarisiyle, dünyaca ünlü tatlı şaraplarıyla ve yine arkeolojik eserleriyle Samos,
İzmir’den feribotla geçilebilen Sakız Adası (Chios),
Yunanistan’ın en büyük adası Girit ve Girit kadar yeşil ada Midilli.
Basitçe bahsetmemize bakmayın, yukarıda yazdığımız her bir yerde sizi bekleyen arkeolojik kalıntılar, müzeler, şarap fabrikaları, kiliseler, camiler, küçük ve tatlı Rum köyleri, temiz plajlar, heykeller, vadiler ve meydanlar var!
İrlanda

Mutlu insanların mutlu ülkesi İrlanda dediğimizde akıllara ilk olarak rengarenk konsepti ve ahşap dokusuyla Irish Pub’lar ve kasa kasa Guinness’ler geliyor, farkındayız.
Başkent Dublin’in simgesi haline gelmiş Temple Bar gidip İrlanda biralarını tatmanız gereken ilk adresiniz olmalı!
Avrupa’nın teknoloji merkezi ismiyle anılan Dublin birbirinden güzel parklarıyla da yeşilin bambaşka tonlarını yansıtıyor. Yine Avrupa’nın en büyük şehir parklarından olan Phoenix Park şehrin tam merkezinde bulunuyor. Rope Köprüsü’nden geçerken fotoğraf çekilmeyi unutmayın!
Cliffs of Moher uçurumları (Harry Potter’dan hatırlamışsınızdır), Kings Road’ın yüzlerce yıla tanıklık etmiş ağaçları, Giants Causeway yani devlerin volkanik ayak izleri, büyüklü küçüklü iki göl arasında kalmış Glendalaugh ve daha birçok manzara size kartpostalların içinden fırlamışsınız hissini verecek.
Sadece Dublin mi? Kilkenny, Galway ve Connemara da gezilmesi gereken diğer şehir ve kasabalar!
Dünyanın en önemli yazarlarının yetiştiği Dublin UNESCO tarafından “Edebiyat Başkenti” seçilmiş, bunu Trinity College kütüphanesine ve içerisindeki Book of Kells müzesine ve Dublin Yazarlar Müzesi’ne giderek taçlandırmalısınız!
Türkiye

Ülkemiz de pek tabi ki dünyadaki en güzel ülkelerden bir tanesi! Doğu’yu Batı’yla, Asya’yı Avrupa’yla buluşturan Türkiye’mize tabi ki de listemizde yer verecektik.
Karadeniz’in yeşilinden Akdeniz’in mavisine, Ege insanın sıcaklığından Doğu insanının içtenliğine ülkemizin dört bir yanı gezilmesi ve görülmesi gereken yerlerle dolu!
Şehir merkezlerinden küçük kasabalarına, şirin köylerinden yemyeşil tarlalarına dört mevsimin hakim olduğu ülkemizde iyisi mi siz gezmediğiniz tüm şehirleri not alın ve bölge bölge gezin, çünkü her bir yörede kendine has kültürüyle sizi bekleyen sürprizler bulunuyor!